
SDG, 16 Ağustos sabahı erken saatlerde Deyrizor’un doğusundaki Garaniç ve Keşkiye kasabalarında baskın ve tutuklama kampanyası başlattı. Yerel muhabirler, operasyonun bir gece önce uygulanan kuşatmanın ardından geldiğini ve Medan ile Ganaş da dâhil olmak üzere birçok mahalleyi hedef aldığını bildirdi.
Tanıklara göre SDG savaşçıları çok sayıda genci gözaltına aldı ve evleri yaktı, bu da halk arasında geniş çaplı paniğe yol açtı. Benzer kampanyaların Deyr ez Zor’da son aylarda da belgelenmiş olduğu kaydedildi. 2 Temmuz’da SDG, Garaniç’in Hamayel mahallesinde yaklaşık 20 kişiyi, yaşlıları da kapsayacak şekilde, tutuklamıştı.
Suriye hükümet yetkilileri, bu tür uygulamaların 10 Mart’ta Başkan Ahmed Şara ile SDG komutanı Mazlum Abdi arasında varılan anlaşmaya aykırı olduğunu vurguladı. Söz konusu mutabakat, yerinden edilmiş vatandaşların geri dönüşünü sağlama, onların korunmasını garanti etme ve yerel kurumları Suriye devletine entegre etme taahhütlerini içeriyordu.
Çatışmalar: Ordu Birlikleri ve Aşiretler
Baskınlar, Deyrizor kenti yakınlarında Fırat Nehri boyunca Suriye ordu birlikleri ile SDG arasında çatışmaların patlak vermesinden günler sonra geldi. Suriye TV muhabiri, çatışmalarda makineli tüfekler ve roketatarların kullanıldığını, çok sayıda asker ve yerel balıkçının yaralandığını bildirdi.
Aynı zamanda Garaniç’te SDG savaşçıları ile yerel aşiretlere mensup silahlı kişiler arasında da ayrı çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar, dört SDG savaşçısının kaçırılmasının ardından patlak verdi. Milis, söz konusu kişilerin daha sonra SDG’nin Deyr ez Zor Askerî Meclisi tarafından serbest bırakıldığını açıkladı.
Halep Kırsalında Tansiyon
Savunma Bakanlığı, 12 Ağustos’ta Halep’in doğusundaki Tel Maaz bölgesinde SDG’nin ordu mevzilerine sızma girişimi sırasında bir Suriye askerinin öldüğünü duyurdu. SANA’nın yayımladığı açıklamaya göre ordu birlikleri karşılık vererek saldırganları geri çekilmeye zorladı.
Bakanlık, bunun son haftalarda yaşanan ikinci olay olduğunu belirtti. 2 Ağustos’ta da ordu, Münbiç’te Kayariye köyü yakınlarında başka bir SDG girişimini püskürtmüştü. O saldırıda SDG savaşçıları roket atarak sivil evleri hedef almış, dört asker ve üç sivil yaralanmıştı.
Yetkililer, SDG’nin zaman zaman Halep kentinde, özellikle Leramun kavşağı yakınındaki güzergâhları kapatarak sivil hareketliliği engellediğini iddia etti. Bakanlık, ihlallerin sürmesi hâlinde “yeni sonuçların” doğabileceği uyarısında bulundu.
Mart Anlaşmasının Belirsiz Geleceği
10 Mart’ta Şam ile SDG arasında imzalanan anlaşma, Suriye’nin toprak bütünlüğünü teyit etmiş ve bölünmeyi reddetmişti. Anlaşma, sınır kapıları, petrol sahaları ve havaalanlarının devlet otoritesine devredilmesini ve yerel toplulukların siyasi temsiline güvence verilmesini de içeriyordu.
Buna rağmen Savunma Bakanlığı, SDG’nin tekrarlayan baskınlarının, bombardımanlarının ve sızma girişimlerinin taahhütlere aykırı olduğunu belirtiyor. Analistler, SDG milislerinin dış aktörlerden de baskı gördüğüne işaret ediyor. Middle East Eye’ın aktardığına göre, uluslararası koalisyon ortakları, durumun tırmanması hâlinde SDG’nin Türkiye destekli operasyonlardan korunamayabileceği yönünde uyarıda bulundu.
Hükümet, Mart anlaşmasına bağlı kalmanın istikrarın yeniden sağlanması için hayati olduğunu savunuyor. Ancak Deyrizor ve Halep’teki çatışmaların tırmanması, sivillerin artan şikâyetleri ve son dönemdeki “Haseke Konferansı” ışığında Şam ile SDG arasındaki ilişkilerin gergin seyretmeye devam ettiği görülüyor.