
Şam–Suveyda yolunun yeniden açılmasına yönelik girişimler, diplomatik ve güvenlik kaynaklarına göre yerel ayrılıkçı liderlerin engellemeleriyle karşılaşmaya devam ediyor. Suriye İçişleri Bakanlığı geçen hafta güvenlik güçlerinin yolu güvence altına almak için önlemleri tamamladığını açıklamış ve bu görevi “tüm vilayetlerde istikrarı korumak için ulusal bir sorumluluk” olarak nitelendirmişti. Ancak devam eden huzursuzluk nedeniyle kapanan yol, seyahati, ticareti ve mal akışını engelleyerek bölge halkı için ekonomik baskıları artırıyor.
İnsani Durumun Kötüleşmesi
Geçen ay Uluslararası Kızılhaç Komitesi, 19 Temmuz’daki ateşkesten bu yana sağlanan sakinliğe rağmen Suveyda’daki insani durumun “son derece endişe verici” olduğunu açıkladı. Bu ateşkes, yerel gruplar ile Bedevi kabileleri arasında yaşanan ve Suriye İnsan Hakları Ağı’na göre 426 kişinin ölümüne yol açan çatışmaların ardından ilan edilmişti.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nuruddin Baba, Şam yönetiminin vilayeti kuşatma altına aldığı iddialarını reddetti. 1 Eylül’de X platformunda yaptığı paylaşımda bu tür suçlamaları “yalan ve yanıltıcı” olarak nitelendirdi ve insani yardım ile geçici tahliyelere izin vermek üzere insani koridorların uluslararası kuruluşlarla koordinasyon içinde açık tutulduğunu vurguladı.
Yerel yetkililer ise yardım ve ticaretin silahlı gruplar tarafından engellendiğini öne sürüyor. Tuğgeneral Ahmed Dalati, tüccarların vilayet içindeki gruplardan tehdit almaları nedeniyle gıda sevkiyatlarının aksadığını doğruladı. “İç Güvenlik Güçleri güvenli ve istikrarlı bir ticaret yolunu sağlamak için tamamen hazırdır” dedi.
Yakıt ve Maaş Krizleri
Suveyda Valiliği ayrıca silahlı grupları, tedarik zincirini istismar ederek yakıt krizini daha da kötüleştirmekle suçladı. 4 Eylül’de yapılan açıklamada ismi verilmeyen bazı tarafların “ayrılan miktarları kontrol ettiği ve siyasi nüfuzu vatandaşların aleyhine kendi çıkarları için kullandığı” belirtildi. Hükümet konvoyları yakıt ve yardım sağlasa da, bölge sakinleri bu kaynakların nadiren kendilerine ulaştığını, dağıtımın grupların kontrolünde olduğunu söylüyor.
Ayrı bir açıklamada valilik, bazı kamu çalışanlarının maaş ödemelerindeki gecikmeleri, devlet kurumlarının işleyişini bozan yasa dışı grupların müdahalesine bağladı. Açıklamada, “Bu sorumsuz eylemler kamu yararına zarar veriyor ve çalışanların haklarının gecikmesine neden oluyor” denildi.
Eğitim ve Dini Mekânlara Saldırılar
Dürzî din adamı Hikmat el-Hicri ile bağlantılı olduğu iddia edilen silahlı gruplar, sertleşen söylemleri ve şiddet olayları nedeniyle eleştiriliyor. Dürzî şeyhi Leys el-Belus, “İzzet Misafirhanesi” adına yaptığı açıklamada, Ayn el-Zeman türbesine ve Şeyh Akil Yusuf Carbu’nun evine yapılan son saldırıları kınayarak bunları “Dürzî toplumu için kutsal bir dini sembole yönelik açık saldırı” olarak nitelendirdi.
Ayrıca aktivistler, Hicri’nin çevresindekilerin öğrencileri üniversiteleri “boykot” etmeye ve silahlı gruplarla saf tutmaya zorladığını bildirdi. Suveyda Valiliği, eğitim hakkının “kutsal” olduğunu vurgulayarak sınavların yeniden yapılmaya hazır olduklarını açıkladı, ancak güvenlik endişeleri ve engellemeler nedeniyle tarihler ertelenmiş durumda.
Ayrılıkçıların eylemlerinin ve temel hizmetlere yönelik müdahalelerinin sürmesi, istikrarsızlığı körüklemeye devam ediyor ve sivilleri siyasi çatışma ile günlük sıkıntılar arasında çaresiz bırakıyor.