
Deyrizor’da bir gencin öldürülmesi, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı öfkenin yeni bir dalgasını ateşledi ve kuzeydoğuda halkı savunmak için aşiretlerin seferberliği yönünde çağrıları güçlendirdi. 11 Eylül’de Bedevi eş-Şeytat aşireti, SDG savaşçılarını, Granic kasabasındaki bir kontrol noktasında durmayı reddeden 20 yaşındaki Hakim Rafi Halife el-Abdulhassan’ı infaz etmekle suçladı. Yerel kaynaklara göre devriye, cenazesine el koydu ve ailesine teslim etmeyi reddetti, bu da aşiret liderlerinden SDG’ye karşı “genel seferberlik” çağrılarına yol açtı.
Sosyal medyada, Granic’te cami hoparlörlerinden silahlı direniş çağrılarının yankılandığını gösteren videolar dolaştı. Sayıları 70 ila 90 bin arasında olan Şeytat, geçmişte SDG’ye karşı ayaklanmalarda önemli rol oynamıştı. Aktivist Cemil Reşid el-Ahmed, kasaba halkının misilleme olarak SDG kontrol noktalarına saldırılar başlattığını, tansiyonun hâlâ yüksek olduğunu söyledi.
Halep Kırsalında Bombardıman Sivil Kayıplara Yol Açtı
Suriye Savunma Bakanlığı, SDG’nin Halep’in doğu kırsalındaki bombardımanlarında sivil kayıplar olduğunu bildirdi. Bakanlık, SDG birliklerinin Cerrah Askeri Havaalanı ve Maskane yakınlarındaki mevzilerinden Kayariya, Rasm el-Ahmar ve Habuba Kebir köylerindeki evleri hedef alan roket ve havanlar fırlattığını, 2 kişinin öldüğünü, 3 kişinin yaralandığını açıkladı.
Sivil savunma ekipleri, yaralılar arasında çocukların da bulunduğunu bildirdi. Ordu, “saldırı kaynaklarına” karşılık verdiğini açıkladı. Halep ve Rakka’da SDG ile hükümet güçleri arasında çatışmaların aralıklı olarak sürdüğü belirtildi.
Gözaltılar, Zorla Alım ve İşkence
Çatışmaların ötesinde, keyfi gözaltılar ve zorla askere alma suçlamaları arttı. Nahar Medya gibi yerel mecralar, SDG birliklerinin 10 Eylül’de Kamışlı’nın Tay ve Hilaliye mahallelerinde yaklaşık 80 genci gözaltına alarak askeri alım kamplarına sevk ettiğini bildirdi. Ayın başlarında Haseke’deki benzer baskınlar, hükümet yanlısı olmakla suçlanan aktivistleri hedef aldı.
Hak örgütleri gözaltında ölümleri de kaydetti. Yerel kaynaklar, Rakka’dan Ahmed es-Sacer’in, “hükümet yanlısı videolar” bulundurmak suçlamasıyla gözaltına alınmasının ardından günler içinde SDG’nin nezaretinde işkence sonucu öldüğünü bildirdi. Ağustos ayında, bir diğer tutuklu Muhammed Casim el-Hamidi, Haseke’de gözaltına alındıktan saatler sonra öldürüldü.
Suriye İnsan Hakları Ağı, Ağustos raporunda SDG’nin Temmuz ayında 5’i çocuk olmak üzere 36 keyfi gözaltı gerçekleştirdiğini ve 5 sivil ölümü kaydettiğini açıkladı. Rapora göre o ay en fazla gözaltı Rakka’da, ardından Deyrizor ve Haseke’de yaşandı.
Süregelen İhlallere Tepkiler
Şam, SDG’nin eylemlerini “sorumsuzca bir tırmandırma” olarak kınadı ve ihtilaflı bölgelerde sivilleri bombardımandan koruyacağına söz verdi. Doğu Suriye’deki aşiretler de direniş için “genel çağrılar” ilan etti. Ağustos ayında Rakka’daki el-Bakara aşireti, “Cezire’deki SDG varlığının tamamen sona ermesine” kadar savaşa devam edeceğini açıkladı.
SDG ise güvenlik kampanyalarını “DEAŞ hücreleriyle mücadele için gerekli” olarak savunurken, eleştirmenler bu önlemlerin muhalifleri orantısız şekilde hedef aldığını, Arap aşiretleri arasında öfkeyi körüklediğini ve Suriye’nin kuzeydoğusunu daha da istikrarsızlaştırdığını belirtiyor.

