
Güney Suriye’de gerilimin artması ve sınırdan uyuşturucu kaçırma girişimlerinin sürmesi üzerine, üst düzey bir Ürdünlü yetkili, Ürdün’ün Suriye ile koordinasyonunu artırdığını, bunun sıkı güvenlik önlemlerine ve sürdürülen siyasi angajmana dayandığını belirtti.
8 Aralık 2024’te eski Esed rejiminin düşmesinden bu yana Ürdün, Suriye ile ilişkileri güçlendirmeyi hedefliyor. Ürdünlü yetkililer, ilişkilerin 2011 öncesi seviyesine geri dönmesinin devlet kurumlarının ve kritik altyapının yeniden inşasını gerektirdiğini ifade ediyor. Yetkililer, Ürdün’ün yıl başından beri bu sürece katkı sağladığını belirtiyor.
Yetkililer ayrıca son dönemde birçok üst düzey Suriye heyetinin Amman’ı ziyaret etmesinin su, enerji, havacılık ve ticaret alanlarında iş birliğini güçlendirdiğini kaydetti. Buna, onlarca yıldır süren anlaşmazlıkların ardından Yermuk Nehri’ndeki su kotalarıyla ilgili ihtilafların çözümü için yapılan koordinasyon da dahil.
Güney Suriye İçin Ortak Yol Haritası
Analistler, Ürdün’ün Dürzî Muvahhidûn grupları ile Bedevi aşiretleri arasındaki ve yüzlerce can kaybına yol açan silahlı çatışmaların yatıştırılmasında önemli bir rol oynadığını belirtti. Bu müdahale, ABD ile hazırlanan ve Güney Suriye’yi istikrara kavuşturmayı amaçlayan ortak bir yol haritasının parçasını oluşturdu.
Bu çabalar arasında insani yardım konvoylarının gönderilmesi ve Suriyeli ile Amerikalı yetkililerin katıldığı takip toplantılarının yapılması yer alıyordu. Amaç, yerel topluluklarla iletişim kanalları kurmak ve sınır istikrarını sağlamaya yardımcı olmaktı.
Güvenlik ve Uyuşturucuyla Mücadeleyi Daha Geniş Bir Siyasi Sürece Bağlamak
Ürdünlü analistler, yıllardır kuzeydoğu sınırından Captagon ve diğer uyuşturucuları kaçırma girişimleriyle karşı karşıya kalan Ürdün için uyuşturucu kaçakçılığının merkezi bir endişe olmaya devam ettiğini söylüyor. Ortak açıklamaya göre iki ülke yedi kaçakçılık girişimini engelledi ve yaklaşık bir milyon uyuşturucu hap ele geçirdi. Ayrıca bölgesel uyuşturucu trafiğinde rol alan organize suç ağları çökertildi ve sınır güvenliği belirgin şekilde iyileştirildi.
Siyasi analistler, güvenlik durumunu daha geniş bir siyasi sürece bağlıyor ve Güney Suriye’deki istikrarın doğrudan Ürdün’ün ulusal güvenliğiyle ilintili olduğunu belirtiyor. Bu bölgedeki herhangi bir istikrarsızlığın Ürdün’ü derhal etkileyebileceğini vurguluyorlar.
Ayrıca Ürdün, Suriye ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki üçlü koordinasyonun tansiyonu önlemeyi ve Suriye’nin birliğini korumayı hedeflediğini belirtiyorlar. Mevcut mutabakatlar, Esed rejimi üzerindeki Sezar Yasası yaptırımlarının gevşetilmesinin ardından Ürdün’ün kayda değer ilerleme sağladığını ve bunun Suriye’nin iç dengeyi yeniden kurması ve devlet kurumlarını yeniden düzenlemesi için fırsatlar doğurabileceğini gösteriyor.
Uzmanlar, daha sakin ve daha istikrarlı bir bölgesel ortamın sağlanabilmesi için siyasi diyaloğun sürdürülmesi, toplumla etkileşimin güçlendirilmesi ve sınır güvenliğinin sağlanması gerektiğini vurguluyor. Bu yaklaşım, kararlı güvenlik adımlarını sürekli diplomasiyle birleştiren bir çerçeve sunuyor.

