Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve siyasi kanadı olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Suriye’nin ulusal ordusuna entegrasyon çabalarına karşı koymaya devam ediyor ve Şam ile müzakereleri reddederek, Türkiye, ABD ve AB tarafından terörist örgüt olarak kabul edilen PKK ile bağlarını sürdürüyor.
Yeni Suriye yönetiminin ülkeyi birleştirme çabalarına rağmen, SDG, Şam’ın önerdiği şartlarla silah bırakmayı ve ulusal orduya katılmayı reddetti; bu adımı Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu ve Heyet Tahriru’ş-Şam (HTŞ) gibi diğer silahlı gruplar kabul etmişti. SDG’nin bağımsız bir silahlı güç olarak varlığını sürdürmesi, Suriye’nin devrim sonrası geçiş sürecinde gerilim kaynağı olmaya devam ediyor.
Çatışmalar ve Süregeldiği Şiddet
Şam, barışçıl bir çözüm çağrısı yapmışken, SDG, Suriye şehirlerinde ve kasabalarında çatışmalara girmeye devam etti, topçu ateşi, hafif silah ateşi ve araçla düzenlenen bombalı saldırılarla ilgili raporlar gelmeye devam ediyor. Grubun çözülmeyi reddetmesi ve askeri faaliyetleri, devam eden istikrarsızlığa katkı sağlıyor.
SDG’nin Suriye Ulusal Ordusu (SUO) ile, özellikle kuzey ve doğu Suriye’de devam eden çatışmaları, bölgede belirsizliğin uzamasına neden oluyor. SUO’nun geçen yıl sonlarında SDG’ye karşı başlattığı Özgürlük Şafağı operasyonu, cephe hatlarının değişmesine neden oldu ve uluslararası toplumun gerginliğin azaltılması çağrılarına rağmen herhangi bir net çözüm elde edilmedi.
SDG’nin İsrail’in Rolü Hakkındaki Görüşü
The Jerusalem Post’a verdiği son röportajda, AANES Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlhâm Ahmet, İsrail’in bölgesel güvenlik tartışmalarının bir parçası olması gerektiğini belirtti ve “Suriye’nin güvenliği, İsrail müdahalesini gerektiriyor” dedi. Bu açıklama, İsrail’in Filistin, Lübnan ve Suriye’deki askeri operasyonları da dahil olmak üzere geniş Ortadoğu gerilimlerinde dikkatlerin yoğunlaştığı bir dönemde yapıldı.
Ahmet’in açıklamaları, yeni Suriye yönetiminin, ABD, İran, Rusya, İsrail ve Türkiye’den tüm yabancı güçlerin çekilmesini ve Suriye’nin egemenliğini yeniden tesis etmesini isteyen çağrılarıyla çelişiyor. SDF’nin İsrail ile ilişkileri, bazı analistler tarafından yeni diplomatik veya askeri komplikasyonlar yaratma potansiyeli nedeniyle endişeyle karşılanıyor.
Ekonomik ve Siyasi Anlaşmazlıklar
Askeri anlaşmazlıkların ötesinde, SDG, Esed rejimi döneminde Suriye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasına karşı çıktı ve ekonomik baskının, daha büyük siyasi reformlar sağlanana kadar devam etmesi gerektiğini savundu. Ahmet, yaptırımların devam etmesi gerektiğini belirterek, Suriye’nin uluslararası topluluğa tam olarak yeniden entegre edilmesine yönelik çabalara karşı olduğunu söyledi.
SDG, ayrıca Suriye’nin petrol ve gaz yatakları ile önemli tarım ve su kaynaklarının büyük kısmını kontrol etmeye devam ediyor; bu da kaynakların dağıtımı ve ekonomik toparlanma çabaları üzerinde anlaşmazlıklara yol açıyor.
Askeri Entegrasyon Üzerindeki Anlaşmazlıklar
SDG’nin, Suriye’nin ulusal yapısına entegrasyonu reddetmesi, müzakerelerde önemli bir tartışma noktası oldu. Diğer taraflar birleşik bir askeri yapıyı kabul ederken, SDG, bağımsızlığını sürdürmeyi tercih ediyor ve ulusal orduya tek bir blok olarak katılmayı öneriyor. Ahmet, SDG’nin teorik olarak Savunma Bakanlığı’na katılabileceğini, ancak “bütün ordunun liderliğine katılmak” gerektiğini ve bunun Şam tarafından kabul edilmediğini belirtti.
Ahmet’in son açıklamaları, Suriye’nin siyasi ortamındaki devam eden bölünmeleri vurguluyor. Müzakereleri mevcut şekliyle kabul etmeyip, silah bırakmayı reddederek, daha geniş bir uluslararası katılım talebiyle SDG, Suriye’nin gelişen siyasi ve askeri durumunda kilit bir aktör olmaya devam ediyor.
İleriye Bakış
Devam eden anlaşmazlıkların yarattığı zorluklara rağmen, Suriye yönetimi, ülkeyi istikrara kavuşturma konusunda kararlılığını ifade ediyor. Şam’daki Zafer Konferansı, Suriye’yi yeniden inşa etmek için bir çerçeve sundu, bu çerçeve, çeşitli silahlı grupların dağıtılmasını ve ulusal güvenlik yapısının yeniden şekillendirilmesini içeriyor. Yeni yönetimin diplomasi ve yeniden entegrasyon odaklı yaklaşımı, SDG’nin bağımsızlığını koruma ısrarıyla zıtlık oluşturuyor. Şam, Suriye’yi birleştirmek için müzakerelere devam ederken, SDG’nin gelecekteki rolü, ülkenin uzun vadeli istikrar yolundaki önemli bir konu olmaya devam ediyor.