Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Perşembe günü İsrail’in Suriye’de artan askeri faaliyetlerini ele almak üzere acil bir toplantı düzenledi. Çok sayıda üye devlet, bu saldırıları Suriye’nin egemenliğine ve uluslararası hukuka yönelik tekrar eden yasa dışı ihlaller olarak niteleyerek kınadı.
Egemenlik İhlallerine Yönelik Endişeler
Cezayir ve Somali’nin talebi üzerine toplanan oturum, İsrail’in Şam, Hama ve Humus’a düzenlediği hava saldırıları ile Dera kırsalındaki kara operasyonlarına yanıt olarak yapıldı. Birleşmiş Milletler verilerine göre bu operasyonlarda en az dokuz sivil hayatını kaybetti. BM Barışı Koruma Operasyonları Genel Sekreter Yardımcısı, İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgedeki faaliyetlerinin 1974 ayrışma anlaşmasını ihlal ettiğini ve bölgesel istikrarı tehdit ettiğini söyledi.
“Suriye, siyasi geçiş sürecine odaklanma fırsatını hak ediyor,” diyen BM’nin Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Khaled Khiari, “Bu ihlaller kırılgan süreci baltalıyor ve derhal durdurulmalı,” dedi.
BM Barışı Koruma Operasyonları Şefi Jean-Pierre Lacroix ise İsrail güçlerinin tampon bölgeye defalarca girdiğini ve BM gözlemcilerinin ile yerel halkın hareket özgürlüğünü kısıtladığını belirtti. “UNDOF’un hareket serbestisi geri kazanılmalı. Anlaşmanın bütünlüğü her gün ihlal ediliyor,” diye ekledi.
Küresel Tepki ve Bölünmüş Konsey
Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Kusay Dahhak, İsrail’in “Suriye’nin altyapısını ve su kaynaklarını hedef alan sistematik bir kampanya” yürüttüğünü belirterek, “İsrail’in sivil tesisleri tahrip etmesi ve su kaynaklarımızı gasp etmesi, egemenliğimize açık bir saldırıdır ve bölge güvenliği için bir tehdittir,” ifadelerini kullandı.
Dahhak ayrıca, İsrail’in Kuneytra vilayetindeki barajları işgal ettiğini ve Golan Tepeleri’nde tarımsal faaliyetler ile ulaşımı kısıtlamaya devam ettiğini, uluslararası toplumun acilen harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Rusya’nın temsilcisi, Aralık 2024’teki geçişten bu yana İsrail’in Suriye topraklarına 700’ün üzerinde hava saldırısı düzenlediğini belirtti. “Bunlar savunma değil; yeni Suriye yönetimini istikrarsızlaştırmaya yönelik kasıtlı hamlelerdir,” dedi.
Çin, Pakistan, Cezayir ve Fransa da sert eleştiriler yöneltti. Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi Jérôme Bonnafont, “Suriye’yi bölmek kimsenin çıkarına değil,” diyerek İsrail’in ayrışma hattından çekilmesi gerektiğini vurguladı.
ABD: “İsrail’in Güvenlik Endişeleri Meşru, Ancak İtidal Şart”
İsrail’in yakın müttefiki olan ABD ise daha dengeli bir tutum sergiledi. ABD’nin geçici BM Büyükelçisi Dorothy Shea, İsrail’in “meşru müdafaa hakkı” bulunduğunu belirtti; özellikle Hizbullah gibi gruplardan gelen tehditlere dikkat çekti. Ancak aynı zamanda, Suriye geçici yönetiminin “bölgesel barışa bağlılık mesajlarını memnuniyetle karşıladıklarını” ifade etti.
“Suriye’yi açıklamalarıyla değil, eylemleriyle değerlendireceğiz,” diyen Shea, her iki tarafa da gerilimi tırmandırmamaları çağrısında bulundu ve insan hakları ile hesap verebilirliğin önemine dikkat çekti.
Arap Ligi, İsrail’in çekilmesini talep eden bir karar tasarısı sunmayı değerlendirdiklerini açıkladı, ancak ABD’nin olası vetosunun süreci sekteye uğratabileceği endişesini de dile getirdi.
BM, oturum sonunda Suriye’nin toprak bütünlüğüne olan bağlılığını yineledi ve tüm tarafları uluslararası anlaşmalara uymaya davet etti.