
Almanya’da çalışan Suriyeli doktorların sayısı her geçen gün artarken, Beşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından pek çoğu ülkeye geri dönmeye hazırlanıyor. Bu eğilim, Suriye’nin harap olmuş sağlık altyapısının yeniden inşasında kritik bir adım olarak görülse de, Almanya’nın halihazırda zorlanan sağlık sistemi için ciddi uyarı sinyalleri veriyor.
Almanya genelinde çoğunluğu kırsal hastaneler ve yetersiz hizmet alan bölgelerde görev yapan yaklaşık 10.000 Suriyeli doktorun varlığı, bu kişilerin topluca ülkeyi terk etmesi durumunda kritik boşluklar yaratabilir.
“Eğer şu anda burada çalışan Suriyelilerin tamamı ülkemizden ayrılırsa, sağlık sektörünün birçok alanı çöker,” dedi Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Washington Post’a verdiği demeçte.
Ocak ayında kurulan Suriyeli-Alman Tıp Derneği (SGMA) halihazırda 500’den fazla üyeye sahip. Dernek, Nisan ayında ilk tıbbi yardım misyonunu düzenleyerek 85 Suriyeli doktoru Suriye’ye gönderdi. Bu doktorlar ülkede ameliyatlar yaptı, konferanslar verdi ve savaşın yıktığı sağlık tesislerini inceledi.
“Bundan 15 yıl önce, Suriye orta gelirli bir ülkeydi ve sağlık sistemi nispeten iyiydi,” diyor Bavyera’da görev yapan kardiyolog Dr. Eymen Suda. “Ancak bu süre zarfında hiçbir şey yenilenmediği çok açık.”
DW’ye göre Suda gibi doktorlar, savaştan, rejimin baskısından veya ülke içindeki tıbbi eğitimin kesintiye uğramasından kaçmak için Almanya’ya geldi. Burada istikrar ve mesleki başarıya ulaşan birçok Suriyeli doktor, şimdi Esed’in devrilmesiyle birlikte belirsiz ama umut vaat eden bir gelecekte ülkelerine dönme isteği taşıyor.
Kuzey Almanya’da çalışan nefrolog Dr. Mustafa Fahham gibi isimler, bu kararı bir ikilem olarak tanımlıyor. Almanya’da kurdukları hayatlarla Suriye’ye yardım etme sorumluluğu arasında sıkışan bu doktorlar için mesele oldukça kişisel. Suriyeli Tıp ve Eczacılar Derneği’nin yaptığı yakın tarihli bir ankete göre, üyelerinin %76’sı koşullar iyileşirse Suriye’de kalmayı ciddi olarak düşünebileceğini belirtti.
Almanya’daki itici faktörler de bu kararda etkili oluyor. Artan yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtı söylemler ve tam anlamıyla “ait hissedememe” duygusu, bazı doktorların geleceğe dair düşüncelerini değiştirmesine neden oluyor. Berlin’de görev yapan bir doktor, kısa süreliğine Alman sanıldığını ancak hemen ardından ırkçı hakaretlere maruz kaldığını anlattı.
Yine de çoğu doktorun kısa vadede Almanya’yı terk etme planı yok. Çoğu, kariyerlerini veya ailelerini Avrupa’da tamamen bırakmadan, her iki ülkeye de katkı sunabilecek yollar arıyor. Gelsenkirchen’de çalışan Dr. Muaz Maravi, bu süreci “bir köprü olma” çabası olarak tanımlıyor. Ona göre hem Suriye’nin hem Almanya’nın doktorlara ihtiyacı var.
Şimdilik bu köprü geçici. Ancak Suriye’deki istikrar artar ve Almanya entegrasyon sorunlarını çözmede başarısız olursa, bu köprü tek yönlü bir gidiş haline gelebilir ve bunun Alman sağlık sistemi üzerinde ciddi sonuçları olur.