Esad ve Rusya, Suriye’deki insani krizi daha da derinleştirirken, İran destekli milisler ve Hizbullah gibi gruplarla birlikte kuzeybatıdaki sivil alanları ve hayati öneme sahip altyapıları hedef alıyor. Bu koordineli saldırılar, sadece büyük bir acıya yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda Suriyelilerin geniş çapta yerlerinden edilmesini amaçlıyor gibi görünüyor. Birçok Suriyeli, komşu ülkelere ve Avrupa’ya yeniden sığınmak zorunda kalıyor.
İnsani Eylem Koordinasyon Ofisi (HAC), bu saldırıların siviller üzerindeki etkisini vurgulayan bir açıklama yaptı. İdlib’in batısındaki Ayn El -Zerka’daki bir enerji santrali, bir hava saldırısıyla kullanılamaz hale getirilerek 17 köye hizmet veren su istasyonlarının elektriğini kesti. Bu saldırı, hastaneler, okullar ve toplulukların temel ihtiyaçlarını karşılamasını ciddi şekilde zorlaştırdı.
Milyonlarca yerinden edilmiş Suriyeli için durum daha da kötüleşiyor. Birçok kişi, derme çatma kamplarda yaşıyor ve bu kamplar da saldırıların hedefi oluyor. HAC, bu saldırıların sistematik bir kampanyanın parçası olduğunu belirterek sivillerin yerinden edilmesini artırdığına dikkat çekti. El-Bara’daki arkeolojik alanlar ve hayati altyapıların hedef alınması, saldırıların kasıtlı ve yasa dışı doğasını gösteriyor.
Kalkınma ve İnsani İşler Bakanı Fadi El-Kasım, son günlerde Rusya, İran ve Esad milislerinin yoğun bombardımanları nedeniyle büyük bir göç dalgası yaşandığını belirtti. Lübnan’dan kaçan mültecilerin de gelişiyle bu kriz daha da derinleşmiş durumda. Kalkınma ve İnsani İşler Bakanlığı, Meryem Kampı da dahil olmak üzere Kefer calis kamplarına yönelik saldırıları kınadı. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) de şiddetin artmasından derin endişe duyduğunu ifade etti.
Geçtiğimiz Pazartesi günü, Esad rejimi ve Rus güçleri, İdlib’deki BM tarafından yönetilen bir dağıtım merkezine yakın noktalara hava saldırıları düzenleyerek Dünya Gıda Programı’nın (WFP) yardım dağıtım çabalarını aksattı. WFP’nin Yardımcı Direktörü Carl Skau, Suriye’deki durumun endişe verici olduğunu ve insanların çökme noktasına yaklaştığını belirtti. Lübnan’dan gelen mültecilerin ek baskı oluşturduğu bu süreçte, uluslararası insani yardım kuruluşları acil eylem çağrısında bulundu.
Bu saldırılar, yerleşim alanları, tarım arazileri ve mülteci kamplarını hedef alarak daha fazla göçü teşvik ederken, yerinden edilmelerin bu şiddetin yalnızca bir sonucu değil, aynı zamanda temel amacı olduğu anlaşılıyor.