Rus güçleri, Esad rejimi ve İranlı milisler, üç gün boyunca kuzeybatı Suriye’de benzeri görülmemiş bir şiddet kampanyası başlattı. Bu saldırılar, yerinden edilmiş kişilerin kamplarını, yerleşim mahallelerini, sivil çalışma alanlarını ve hayati öneme sahip altyapı sistemlerini hedef alarak ardında ölüm, yaralanma ve yıkım bıraktı. Tüm bunlar, uluslararası hukukun açıkça ihlali anlamına geliyor.
Suriye Kurtuluş Hükümeti (SKH) Başbakanı Muhammed El-Beşir, en az 10 kişinin hayatını kaybettiği ve 43 kişinin yaralandığı toplumu kaosa sürükleyen bu yıkıcı ve şiddetli saldırıları kınadı. Aralıksız süren bombardımanlar, siviller arasında geniş çaplı paniğe neden oldu ve aileler güvenlik arayışıyla kitlesel göç dalgalarına başladı.
Saldırıların yapıldığı alanlar dramatik bir şekilde genişleyerek bir zamanlar nispeten güvenli olarak kabul edilen bölgeleri de hedef almaya başladı. Kamplarda yaşayan yerinden edilmiş(daha öncede bombardımana maruz kalmış, sevdiklerini ve evlerini kaybetmiş) aileler ve hatta bölgede zeytin hasadı yapan çiftçiler bile bombardımanlara maruz kaldı. En çarpıcı saldırılardan biri, Cebel el-Zeviye’daki UNESCO Dünya Mirası alanı olan El-Bara arkeolojik bölgesine gerçekleşti. Bu saldırılar, kültürel açıdan çok büyük öneme sahip bu alanlarda, onarılamaz hasarlara yol açtı.
El-Beşir, yerel makamların yaşanılan bu felakete karşı nekadar hızlı bir şekilde organize olduklarını anlattı. Sağlık Bakanlığı hastaneleri, yaralıları tedavi etmek için yorulmadan çalışırken, Kalkınma ve İnsani İşler Bakanlığı, devam eden saldırılar nedeniyle yerinden edilen aileler için hızlı birşekilde barınma alanları hazırlamaya başladı. Tarım Bakanlığı, yeşil enerji elektrik şirketi ile işbirliği içinde, bölge için hayati öneme sahip olan Ayn El-Zerka istasyonundan su pompalamanın yeniden başlatılması için gerekli olan Al-Cilani istasyonundaki onarımlara başladı.
Dün, İdlib şehri eteklerinde gerçekleşen bir Rus katliamı 10 sivilin ölümüne ve 32 kişinin ağır yaralanmasına yol açtı. Saldırı, işçilerin bulunduğu bir mobilya imalathanesi ile zeytin pres atölyesini hedef aldı. Suriye’nin Sivil Savunma örgütü olan Beyaz Baretliler’e göre, korkunç bir manzara vardı. Beyaz Baretliler gönüllüsü Laid El-Abdullah, yıkımı şöyle tarif etti: “Tahribat büyüktü ve kurban sayısı fazlaydı. İşçileri ve sivilleri enkaz altından kurtarmak için elimizden gelenin en iyisini yaptık. Çalışma zordu ama umut vardı .”
Katliamın ardından El-Abdullah, uluslararası toplumun sessizliğine duyduğu derin hayal kırıklığını dile getirdi: “Suriyelilerin öldürülmesi karşısında uluslararası sessizlik beni çok üzüyor, dünyadan Suriye ile ilgili hiçbir haber çıkmıyor, Suriyeli sivillerin hayatları umursanmıyor.”
Aynı gün, rejim güçleri İdlib kırsalındaki Maarbalit ve Maarzaf köyleri arasında evlerini hedef alan topçu ateşinde beş yaşında bir kızı öldürdü. Bir başka vahşet olayında, Yusuf köyünün ormanına yönelik Rus hava saldırılarında bir çoban yaralandı. Rejim güçleri ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki Halep’in doğusundaki El-Muhsinli köyüne yapılan roket saldırılarında dört çocuk da dahil olmak üzere altı sivil yaralandı.
Suriye’yi terörize eden 50’den fazla Rus hava saldırısı, El-Habat köyündeki taş ocağında, Mutram yakınlarındaki tarım arazilerinde ve İdlib çevresindeki ormanlık alanlarda sivil ölümlerine yol açtı. Esad rejimi, El-Neyrab ve Frika köylerine ve Cisir el-Şuğur şehrine topçu ve füze saldırıları yağdırdı. Salı günü, Halep’in batısındaki Etarib’e yönelik topçu saldırısında bir genç hayatını kaybetti, sekiz kişi yaralandı.