Türkiye, 23 Ekim’de Ankara’da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) genel merkezine yönelik yapılan saldırının PKK tarafından üstlenilmesinden sonra Suriye ve Irak’taki (suriye demokratik güçleri)SDG güçlerine karşı misilleme hava saldırıları başlattı. Türk yetkililer, PKK ile bağlantılı iki saldırganın Ankara’daki savunma tesisini hedef aldığını ve saldırı sonucu beş kişinin hayatını kaybettiğini, 22 kişinin yaralandığını doğruladı. Yanıt olarak, Türkiye, PKK ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) pozisyonlarına yönelik geniş çaplı hava saldırıları gerçekleştirdi. Ankara, SDG’yi Suriye’de PKK’nın uzantısı olarak kabul ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma günü yaptığı açıklamada saldırganların SDG ,Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (AANES) kontrolündeki bölgelerden Türkiye’ye sızdığını belirtti. Erdoğan, terör tehditlerini “kaynağında yok etme” sözü vererek, Türkiye’nin tehditlerin nereden kaynaklandığına bakmaksızın onları etkisiz hale getireceğini söyledi. “Ne gerekiyorsa yapacağız,” diyen Erdoğan, SDG kontrolündeki noktalara yönelik son saldırılara atıfta bulundu.
Bu saldırı sonrası, Türk güçleri kuzeydoğu Suriye ve Irak’taki “terörist” olarak tanımladığı pozisyonlara yönelik hava ve topçu bombardımanlarını yoğunlaştırdı. Milli Savunma Bakanlığı, son operasyonlarda PKK ve bağlantılı gruplara ait 32 noktanın hedef alındığını, çok sayıda kaybın meydana geldiğini ancak kesin rakamların paylaşılmadığını açıkladı. Bakanlık, hava saldırılarının Türkiye’nin BM Sözleşmesi’nin 51. Maddesi’nde belirtilen meşru müdafaa hakkı kapsamında gerçekleştirildiğini ifade etti.
Erdoğan ayrıca, ABD’nin SDG’ye verdiği desteği eleştirerek SDG’nin “Suriye’de PKK’nın bir uzantısı” olduğunu ve Washington’un bu grubun faaliyetlerini dolaylı olarak olanaklı kıldığını savundu. Cumhurbaşkanı, Batı’nın sağladığı desteğin bu gruba sağladığı korumaların sonsuza dek sürmeyeceğini ifade etti. Türk yetkililer, Ankara saldırısındaki iki saldırganın “Roger” lakaplı Ali Örik ve Mini Sevgin Alçıçek adlı PKK üyeleri olduğunu belirtti. Her iki saldırganın da TUSAŞ tesisindeki çatışmada Türk güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğü doğrulandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, istihbarat raporlarının saldırganların Suriye’den PKK liderliği tarafından yönlendirildiğini gösterdiğini söyledi.
Türkiye’nin misilleme operasyonları, kuzey Suriye’deki Haseke vilayeti, Kamışlı ve Ayn el-Arab bölgelerine ve kuzey Irak’taki noktalara kadar uzandı. Türkiye, bu bölgelerde PKK ve SDG güçlerinin konuşlandığını iddia ediyor. Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) güçleri de kuzey Halep kırsalındaki Tel Rıfat ve diğer SDG kontrolündeki bölgelere topçu saldırılarına katıldı.
SDG, Ankara saldırısına karışmadığını reddetse de gerginlik devam ediyor. SDG, Haseke bölgesinde bulunan Türk askeri üslerine misilleme saldırıları düzenlediğini ve Aziziye dahil bazı bölgelerdeki üslere karşılık olarak Türk askeri üslerini hedef aldığını bildirdi. SDG, Türkiye’nin operasyonlarının SDG kontrolündeki bölgelerde, petrol sahaları ve enerji tesisleri dahil olmak üzere altyapıda büyük hasara yol açtığını belirterek 12 sivilin öldüğünü ve 25 kişinin yaralandığını bildirdi.
Uluslararası düzeyde, Washington Türkiye’nin artan askeri harekatına endişeyle yaklaşırken, Türkiye’nin “topraklarında gerçekleşen terör saldırısına” yanıt verme hakkını tanıdığını belirtti. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Cuma günü yaptığı açıklamada, durumu yakından izlediklerini ve tüm tarafları sivil zarardan kaçınmak ve kuzey Suriye’de istikrarı sağlamak için gerilimi azaltmaya çağırdı. Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, Türkiye’nin “saldırıyı gerçekleştirenleri sorumlu tutma hakkını” vurgularken ABD’nin hala IŞİD’e karşı mücadelede SDG’ye desteğinin sürdüğünü belirtti. Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki devam eden operasyonları, Ankara’nın bölgede PKK ve bağlantılı grupların faaliyetlerini kısıtlama kararlılığını vurgularken, SDG ile olan gerginlikler ve grubun ABD tarafından desteklenmesi, bölgenin güvenlik yapısına karmaşıklık katmaya devam ediyor. Türk Savunma Bakanlığı, Cuma günü yaptığı açıklamada, Türkiye sınırlarına yakın bölgelerde faaliyet gösteren PKK ve benzeri örgütlerin oluşturduğu “her türlü tehdidi etkisiz hale getirme” konusunda kararlı olduklarını belirtti.