Suriye İnsan Hakları Ağı’ndan (SNHR) yayımlanan bir rapor, Rusya ve Esad rejimi güçlerinin kuzeybatı Suriye’de sivillere yönelik işlediği ağır insan hakları ihlalleri ve uluslararası hukuk ihlallerini belgeledi. 23 Ekim Çarşamba günü yayımlanan raporda, sivil kayıpların yanı sıra temel altyapının tahrip edilmesi ve askeri olmayan hedeflere yönelik kasıtlı saldırılar nedeniyle binlerce insanın temel hizmetlerden mahrum kaldığı vurgulandı.
14-16 Ekim 2024 tarihleri arasında kuzeybatı Suriye, Rus savaş uçakları ve Suriye rejim güçlerinin bombalamasıyla şiddetli bir saldırı dalgasıyla karşı karşıya kaldı. SNHR raporu, Rus hava saldırılarının 11 sivilin ölümüne ve İdlib’deki önemli bir elektrik santralinin tahrip olmasına yol açtığını; bunun sonucunda on binlerce sivilin elektrik ve suya erişimden yoksun kaldığını belirtti. Raporda ayrıca rejim güçlerinin topçu atışları ve intihar dronlarıyla düzenlediği kara saldırıları da belgelendi; bu saldırılar, sivil altyapıyı hedef alarak baskıyı artırdı.
SNHR’nin 16 sayfalık raporuna göre, Rus Su-34 savaş uçakları bu şiddetli saldırılar sırasında çok sayıda hava saldırısı gerçekleştirdi. En ölümcül saldırılardan biri, 16 Ekim’de İdlib kentinin batısındaki Ayn Şib yolunda bir atölyenin hedef alınmasıyla meydana geldi. Saldırıda dört çocuk dahil 11 sivil hayatını kaybetti, 31 kişi yaralandı. Bombalama, atölyeye ve çevresindeki bölgelere büyük zarar verdi. Bu atölye, daha önce Şubat ayında Rus güçlerinin saldırısına uğramış, bir sivil ölmüş ve beş kişi yaralanmıştı.
15 Ekim’de ayrı bir olayda, Rus Su-34 uçağı İdlib’in batı kırsalı için önemli bir enerji ve su kaynağı olan Ayn el-Zerka’daki El-Kilani elektrik santralini vurdu. Saldırıda ana transformatörler tahrip oldu, yangın çıktı ve kritik altyapı zarar gördü; binlerce insan elektriksiz ve temiz suya erişimden yoksun kaldı. Bu kesinti, el-Roj Ovası’ndaki tarım arazilerinin sulanmasını durdurarak yerel tarımı ve birçok bölge sakininin geçim kaynaklarını tehlikeye attı.
SNHR raporunda, bu tür sivil tesisleri kasıtlı olarak hedef alan saldırıların, uluslararası hukukun çeşitli maddelerini ihlal ettiği belirtildi. Bu tür eylemler, Suriye’deki ayrım gözetmeyen saldırıların sona ermesini talep eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2139 ve 2254 sayılı kararlarına aykırıdır. Raporda, sivilleri kasten hedef almanın savaş suçu teşkil ettiği ve yaşam hakkını ihlal ettiği ifade edildi.
Ekim ayındaki bu olayların yanı sıra, SNHR raporunda 2024 yılı boyunca sivil alanlara yönelik saldırıların rahatsız edici bir şekilde sürdüğü belirtildi. Ocak ayından bu yana, Rus ve Suriye güçleri kuzeybatı Suriye’de 19’u çocuk, 7’si kadın olmak üzere 54 sivilin ölümünden sorumlu tutuldu. Rejim güçlerinin kara operasyonları ağırlıklı olarak patlayıcı yüklü intihar dronlarına dayanırken, Rus hava saldırılarının aniden ve beklenmedik bir şekilde gerçekleştiği belirtildi. Raporda, yalnızca Ekim ayının ortasındaki üç günlük süre zarfında 122 ayrı saldırının belgelenmiş olduğu; bunların çoğunlukla İdlib ve batı Halep kırsalındaki yerleşim alanlarını, yerel pazarları ve tarım arazilerini hedef aldığı ifade edildi.
Birleşmiş Milletler yetkilileri, kötüleşen durum karşısında alarm verici açıklamalarda bulundu. BM Bölgesel İnsani Yardım Koordinatör Yardımcısı David Carden, bu saldırıların insani yardımlar üzerindeki etkisine dair “derin endişe” duyduğunu belirtti. “Düşmanlıklar, sağlık tesislerini aksattı ve insani faaliyetlerin durmasına neden oldu,” diyen Carden, sivil altyapının zarar görmesinin olumsuz etkilerine dikkat çekti. Carden, gıda yardımı alan ailelerin bulunduğu bir kampın yakınında üç hava saldırısının gerçekleştiğini ve bunun yerel hizmetlerde ciddi aksamalara neden olduğunu belirtti.
Saldırılardaki artış, bölgenin son dönemde nispeten sakin olduğu bir dönemi takip ediyor. Bölgedeki son Rus hava saldırısı Temmuz ayında kaydedilmişti. Ancak Ekim’deki bu yoğunlaşma, bölge sakinleri ve insani yardım kuruluşları arasında çatışmanın daha da yıkıcı hale gelebileceğine dair endişeleri yeniledi.
SNHR, uluslararası topluma Rus ve Suriye güçlerini sorumlu tutma çağrısında bulunarak, Suriye’de sivilleri korumak için önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Raporda, kuzeybatı Suriye’nin daha fazla istikrarsızlaşmasını önlemek için uluslararası hukuka uyulması ve korunan sivil alanlara saygı gösterilmesi gerektiği belirtildi.