
Türkiye, Suriye geçiş hükümetinin başlıca dış ortağı rolünü pekiştirerek güvenlik desteği, ekonomik iş birliği ve ülkenin birliğini korumaya yönelik ortak çabalar taahhüdünde bulunuyor.
7 Ağustos’ta Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile Şam’da bir araya gelerek ikili ilişkiler, Suriye’nin yeniden inşası ve bölgesel güvenlik tehditlerini görüştü. Bu, Beşar Esed rejiminin geçen yıl devrilmesinden bu yana Fidan’ın Suriye başkentine yaptığı üçüncü ziyaret oldu.
Görüşmeler, SDG ile Suriye hükümet güçleri arasında çatışmaların yoğunlaştığı kuzeydoğu Suriye’deki Ankara’nın güvenlik kaygılarına odaklandı. PKK ile bağlantılı olan SDG, bölgenin büyük kısmını kontrol ediyor. Şam ile 10 Mart’ta yapılan anlaşmaya göre grup, bir yıl içinde Suriye ordusuna entegre olacak ve petrol sahalarını devredecekti. Türk yetkililer bu taahhüdün yerine getirilmediğini söylüyor.
Koridor ve “Emperyalist Projeler”e Ret
Türkiye, Suveyda’yı Suriye’nin güneyinden SDG kontrolündeki bölgeye bağlayacak koridor önerilerine sert şekilde karşı çıktı. İktidardaki AKP Sözcüsü Ömer Çelik, bu tür planları Suriye’nin egemenliğine tehdit ve “terör örgütleri aracılığıyla yürütülen emperyalist projeler” olarak nitelendirdi. Ankara’nın ulusal güvenliğini korumak ve geçiş sürecini zayıflatabilecek adımları önlemek için “gerekli tedbirleri” alacağını belirtti.
Türk Savunma Bakanlığı da SDG’yi Suriye’nin güneyindeki huzursuzluğu istismar etmek ve Şam ile yaptığı anlaşmayı ihlal etmekle suçladı. Bakanlığa göre, 2 Ağustos’ta Suriye güçleri, Münbiç kırsalında bir SDG sızma girişimini püskürttü; SDG’nin füze saldırısında dört asker ve üç sivil yaralandı. Suriye birlikleri daha sonra atış yapılan noktaları hedef aldı.
Suriye’nin Birliği İçin Uluslararası Destek
Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma çağrısı Mısır ve ABD tarafından da paylaşılıyor; hepsi ayrılıkçı ya da federal alternatifleri reddediyor. Kahire’de Fidan ve Mısırlı mevkidaşı Bedr Ati, Suriye’nin birliğinin “kırmızı çizgi” olduğunu vurguladı ve tüm Suriyelilerin beklentilerini karşılayan kapsayıcı bir siyasi çözüm çağrısında bulundu.
Washington da bu pozisyonu yineledi. ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrack, SDG komutanı Abdi’nin “tek ordu, tek hükümet, tek devlet” anlayışıyla Suriye ordusuna entegrasyon sözü vermesini övdü. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, ABD’nin bu süreci pekiştirmek ve kuzeydoğudaki mevcut ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmek için Şam ile SDG arasındaki diyaloğu desteklediğini belirtti.
Bölgesel İstikrarsızlıkla Mücadele
Türk-Suriye görüşmelerinde ayrıca Türkiye’nin, İsrail’i ülkeyi parçalamaya çalışmakla suçladığı Suriye-İsrail gerilimi de ele alındı. Fidan, İsrail’in eylemlerinin bölgesel istikrarı tehdit ettiğini ve uluslararası toplumu bu “istikrarsızlaştırıcı politikaları” engellemeye çağırdı.
Fidan, Türkiye’nin Suriye ortaklığının güvenliğin ötesine geçtiğini, ticaret, yatırım, ulaşım ve enerji alanlarında iş birliğini derinleştirme planları olduğunu söyledi. Ankara’nın, kuzeydoğudaki kampların yönetimi ve Suriye’nin savunma kapasitesinin yeniden inşası konularında Şam’a destek vermeye hazır olduğunu vurguladı.
“Türkiye, Suriye halkının meşru iradesini ve beklentilerini desteklemeye devam edecek” diyen Fidan, Ankara’nın yaklaşımını hem bölgesel güvenlik zorunluluğu hem de Suriye’nin istikrarına yönelik uzun vadeli bir yatırım olarak tanımladı.