Temmuz 2025’te Suveyda’da Dürzî milislerle Arap aşiretleri arasında başlayan çatışmaların ardından binlerce aile, çoğu Bedevi azınlıktan olmak üzere, bölgeden göç etmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre 13 Temmuz’dan bu yana 187 binden fazla kişi yerinden edildi; bunların yaklaşık üçte ikisi hâlen Suveyda’da, geri kalanı ise Dera ve kırsal Şam’a dağılmış durumda.
Aşiret temsilcileri, Lavza, Recm ez-Zeytun ve Mansura gibi mahallelerin ve köylerin tamamen boşaldığını belirtti. Suveyda aşiretleri sözcüsü Mustafa el-Amiri, göç edenlerin sayısını 120 ila 150 bin arasında tahmin ederek bunun vilayet nüfusunun üçte birine denk geldiğini söyledi. Amiri, “Biz bu toprakların sahibiyiz, evlerimizden çıkarılma girişimlerini reddediyoruz” dedi.
Şiddetin kaynağı, İsrail’le bağlantıları olduğu öne sürülen Dürzî din adamı Şeyh Hikmet el-Hicri’ye bağlı milislerle ilişkilendiriliyor. 8 Eylül’de Dera’da toplanan protestocular, hükümeti güvenli dönüş için adım atmaya çağırdı ve Suveyda’nın demografik yapısını değiştirme girişimlerini kınayan pankartlar taşıdı.
İnsani kriz
Ateşkese rağmen göç sürüyor. Yerinden edilen aileler Dera ve Şam’daki okullar ve toplu merkezlerde kalabalık koşullarda yaşıyor. Sınıflar barınaklara çevrilmiş, her birine üç-dört aile yerleştirilmiş durumda. 45 yaşındaki Aliya el-Hüseyin, “Bize sadece birkaç gün denmişti ama haftalar geçti” diyerek çocuklarıyla birlikte üç aileyle aynı sınıfta kaldığını anlattı.
UNHCR, barınaklarda güvenli olmayan ve sağlıksız koşulların kadınlar, çocuklar ve yaşlılar için hastalık riski taşıdığı uyarısında bulundu. Temmuz-eylül başı arasında 11.500’den fazla yardım paketi dağıtıldı; battaniye, yatak ve hijyen setlerinin yanı sıra hukuki ve psikososyal destek de sağlandı. Suriye Arap Kızılayı (SARC) da gıda, su ve tıbbi malzeme konvoyları gönderdi, ancak yardımın hâlen yetersiz kaldığı kabul ediliyor.
Yerinden edilenlerin hikâyeleri derin travmalara işaret ediyor. 56 yaşındaki Munira el-Hamad, ailesinin 15 gün kuşatma altında kaldığını ve ardından kaçabildiğini anlatarak “Geri dönemeyiz. Suveyda’da sadece Müslüman olduğun için düşman sayılıyorsun” dedi. Başka bir tanık Cerrah el-Muhammed ise köyünden kaçarken Dürzî silahlı grupların dokuz kişiyi, aralarında üç çocuğun da bulunduğu sivilleri öldürdüğünü söyledi. Associated Press, bu anlatımı bağımsız olarak doğrulayamadı.
Hükümetin tepkisi ve belirsiz gelecek
Suveyda Valisi Mustafa Bekkur, bugün (10 Eylül) yaptığı açıklamada hükümetin göç edenlerin güvenli ve onurlu dönüşünü sağlamak için “kapsamlı bir plan” geliştirdiğini duyurdu. “Göçmenlerimizin yaşadığı acı ve zulmü biz de hissettik, bu da yardım ve yeniden inşa çalışmalarını hızlandırma sorumluluğumuzu katlıyor” dedi.
Buna rağmen birçok aile kuşkucu. Yeni eğitim yılı yaklaşırken okullar hâlen aşırı kalabalık ve yerel makamlar alternatif barınma imkânı sunmadı. Uzmanlar, hem yerel şikâyetlere hem de ulusal bölünmelere hitap eden bir siyasi çözüm bulunmadığı takdirde, Suveyda’daki yerinden edilmelerin kalıcı bir demografik değişime dönüşebileceği uyarısında bulunuyor.